HANDE BERKTAN
Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan, 2022’de 12 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşan bilgi ve iletişim sektöründeki büyümenin Türkiye’nin dijital dönüşüm süreçlerine aynı olumlu katkıyı sağlayamadığını söyledi. küçük ve orta ölçekli işletmeler.
Türkiye’deki şirketlerin dijital dönüşüm endeksi 2022’de bir önceki yıla göre 3,21’den 3,12’ye geriledi.
TÜBİSAD Başkanı, KOBİ’lerin ve katma değeri yüksek ürünler geliştiren girişimcilerin yeterli kaynağa ulaşamadıklarını vurgulayarak, en çok teşvik alan ülkelerden biri olmamıza rağmen daha kaliteli ürün üreten girişimcilere teşvik verilmesi gerektiğini vurguladı.
“Bilgi ve iletişim sektörü 2022’de dolar bazında yüzde 8 büyüdü”
Levent Kızıltan, bilgi ve iletişim sektöründeki büyümeyle ilgili olarak, “Bilgi ve iletişim sektörü, dört yıl öncesine kadar hızlı büyüme sağlayamayan bir sektördü. Girişimcilik ekosisteminin bu sektöre girişi, teknoloji geliştirme bölgeleri ve Ar-Ge merkezlerinin girişimcilere ve firmalarımıza özellik kazandırması, savunma sanayi ile geliştirilen teknolojik ekipmanların gelişmesi ve pandemi nedeniyle teknolojik ekipman ihtiyacının artması sektörü olumlu yönde değiştirdi. . Sektör bir büyüme trendine girdi ve 2021 yılında 10 milyar dolardan 12 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaştı.
Bu büyüme 2022 yılında da devam etti ve sektörde yine dolar bazında yüzde 8 büyüme göreceğiz. Mayıs ayında bilgi ve iletişim sektörünün pazar büyüklüğünü açıklayacağız. 2023 yılının ilk 3 ayında ise dövizdeki artış beklentisine paralel olarak tüketicilerin daha erken talebi ve ihtiyaçları nedeniyle sektör büyümeye devam etti.”
“Yabancı yatırımcılar, kuralların bir günde değiştiği bir ülkede yatırım yapmaktan kaçınır”
Yüksek teknoloji ile üretim sağlayacak nitelikli yabancı yatırımcıların, yatırım yapacakları ülkedeki iş ve girişimcilik ekosistemine büyük önem verdiklerini belirten Kızıltan, “Yabancı yatırımcılar, kurallar günden güne değiştiği için rahatsız oluyor, sonra ben geliyorum. Avrupa’da gelişmiş ekosisteme sahip yapılara yatırım yapmak yerine buraya yatırım yapacak. Estonya, Polonya gibi ülkelere yatırım yapacağını söylüyor. Örneğin girişimcilerin emisyon primi ile aldıkları yatırımların vergilendirilmesi söz konusu olduğunda elbette para kazanılacağı zaman vergilendirilmesi gerekir ama asıl hikaye aldıkları yatırımın, yani sermayenin vergilendirilmesi, para kazanma aşamasında kaynaklara ihtiyaç duymaları işin ruhuna ve doğasına aykırıdır. Henüz kar etmemiş yeni küçük girişimciden vergi alınması iş dünyasını ve ekosistemi olumsuz etkileyecektir” dedi.
‘Bir kenara bırakırsak daha çok gencimize iyi eğitim vermemiz gerekiyor’
TÜBİSAD Başkanı Kızıltan, girişimcilik ekosistemindeki sorunlarla ilgili olarak, “Asıl sorun teknoloji kullanımında istediğimiz noktaya gelememekten kaynaklanıyor. Güzel şeyler geliştiriyoruz mesela bankacılık sektöründeki uygulamalar birçok ülkenin çok ilerisinde. Günümüze geldiğimizde bir teknolojik dönüşüm dalgasının eşiğindeyiz. Günümüzün sorunlarını ele alacak olursak, her şeyden önce bir insan kaynağı sorunumuz var. Çok daha fazla teknoloji çalışanına ve iyi eğitimli gençlere ihtiyacımız var. Kaybetmek şöyle dursun, yeni teknoloji çalışanları geliştirmeli ve eğitmeliyiz. İnsan kaynağını bugünün insan kaynağı olarak değil, geleceğin insan kaynağı olarak geliştirmeliyiz. Dünün insan kaynağı olarak yetiştirirseniz geleceğe gidemezsiniz” dedi.
“İnovasyon dünyası iç mekan dünyası değil”
Çözülmesi gereken ikinci sorun olarak inovasyona işaret eden TÜİSAD Başkanı, “İnovasyonu yaratacak unsurların oluşturulması gerekiyor. İnovasyon bugünden yarına olmaz. İnsanların kafası bir çerçeve içinde kalmamalı, çok daha açık ortamlarda çalışabilen sistemler getirmek gerekiyor. İnovasyon yaratacak ortamların geliştirilmesi gerekmektedir.
Kültürel değişime ihtiyaç var. İnovasyon yaratacak ortamların geliştirilmesi gerekmektedir. Günümüz teknoloji Ar-Ge merkezleri yeni nesil teknolojiler geliştirmek için yeterli değildir. O halde bizim önerimiz, Türkiye’nin bir bütün olarak teknoloji geliştirme bölgesi olarak ele alınmasıdır. İnsanların mavi yakalı işçiler gibi sabah 9 ve akşam 6’da çalışması mümkün değil. Yönetmeliklerle bu teknoparklarda çalışma zorunluluğunu yıl sonuna kadar uzattık ama dünya örneklerinde olduğu gibi zorunluluğun kaldırılması gerekiyor. Teknoparklar sadece fiziki giriş çıkış yerleri olarak görülmemeli.” dedi.
“Teknoloji girişimcilerine fon sağlamak için Türkiye Teknoloji Bankası kurulmalı”
Nitelikli finansman sağlayan mekanizmaların kurulması gerektiğine vurgu yapan Kızıltan, “Hangi işletmelerin ve KOBİ’lerin finansmana ihtiyacı olduğunu söylediğimizde bunun iyi analiz edilmesi ve katma değeri yüksek ürün üretenlerin tespit edilerek fonlanması gerekiyor. Türkiye Teknoloji Bankası’nı kurun. Risk sermayesi yatırım fonları ve bu fonları oluşturan paydaşlarla birlikte Türkiye’de teknoloji geliştiren girişimcileri destekleyen bir modele dönüşsün. Bugün Türkiye’de birçok kamu kurumu fon yaratıyor, teşvik mekanizması var.
Girişimcilik ekosistemi bu teşviklerden tam olarak yararlanabiliyor mu? Daha sağlıklı, çok daha kaliteli hale getirmemiz gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.
“İhracat modelinde güncelleme, rekabet gücü ve dönüşüm şart”
TÜBİSAD Başkanı: “Dijital dönüşümde rekabetçi olmalıyız. En sevdiğimiz otomotiv sektöründen bir örnek verebiliriz. Yüksek teknolojili ürünler üretecek bir ülke haline gelmeliyiz. Bugün elektrikli araçları ve yan sanayisini düşünmezsek gerisinde kalırız. Bütün bunlar ekonomik programla bağlantılı olmalıdır. Bugünkü ihracat modeli, 30 yıl önce tanıtılan ihracat modelidir. Dünya dönüşüyor, ekonomik modeller, ihracat modeli güncellenmeli. Üretim ve ihracat modeli, katma değeri yüksek ürünler üreten KOBİ’lerin başarabileceği katma değeri yüksek bir modele dönüşmelidir. KOBİ’ler bu dönüştürücü yönde desteklenmelidir. Destekler iyi belirlenmeli ve nitelikli üretimlere verilmeli.” açıklama yaptı.